BU DA BİZİM HİKAYEMİZ BÖLÜM 1
Bu siteyi bir arkadaşın vasıtasıyla öğrendim. Aslında pek internette dolaşan, sitelere üye olan biri değilim. Eşim deseniz PC ye nerdeyse elini sürmez. Belki de yaşımızın gereği bu yeni dijital çağa ayak uyduramadık. Ancak günlüklerden okuduğum kadarıyla bizler gibi düşünen, bizler gibi hisseden
birçok çiftin olduğunu gördük ve biz de sizlerle yaşadıklarımızı paylaşalım istedik. 25 yıllık evliliğimizi burada anlatmam imkânsız. Ama bu 25 yılın işaret taşlarını biraz kronolojik olarak aktarmaya çalışacağım:
Aslen eşim de ben de Ankara’lıyız. Daha öğrencilik yıllarından tanışıyoruz. Doğrusu var ya okulun en güzel kızı olduğu için neredeyse bütün delikanlılar peşindeydi Sevda’nın. Sapsarı bukle bukle saçlarını savurarak yürüdüğünde kız erkek herkes mutlaka durur yürüyüşüne bakardı. Yeşil gözleriyle insana derin derin baktığında içiniz erirdi.
Dedim ya hemen herkes âşıktı. Sürekli sinemaya, tiyatroya, cafeye bara davetler alır, pek de geri çevirmezdi bunları doğrusu. Kendisi kadar güzel olmayan kankisi ile yapışık ikizler gibiydiler. Yani birini davet etmek diğerini davet etmek gibiydi. Kabul edin sinir bozucu bir durum.
Ben sadece uzaktan uzağa izler, yanına bile fazla yanaşmazdım. Öyle ya benden yakışıklı, ailesi zengin havalı bunca delikanlı arasında ne şansım olabilirdi ki…
Murat adında arkadaşımın da gözü Sevda da idi. Hali vakti yerinde olan ailesi ona bir de otomobil almış, başka şehre tayin olan ablasının evinin anahtarını da almıştı. O devirde daha 20li yaşlarda 1 ev 1 araba çok az gence nasipti.
Her neyse bana beraber takılalım dedi. Niyeti belliydi. O Sevda ya çalışırken benim de kankisini oyalamamı istiyordu. Kabul ettim. Dördümüz birlikte cafe bar sinema gezmeye başladık. Benim ne Sevda dan bir beklentim olmadığı, ne de kankisine asılmak gibi bir niyetim olmadığından çok rahattım. Çok eğleniyordum. Keyfim de yerindeydi. Murat desen Sevda ile işleri ilerletmek için kıvır kıvır kıvranıyor ama fazla ilerleme kaydedemiyordu. Gergin, sakar halleri bazen çok komik oluyordu.
Bazen ablasının evine gidiyor. Gece orda kalıyorduk. Ama tabi ayrı yataklarda. Sevda Murat’ın girişimlerine hiç geçit vermiyordu. İşin enteresanı kankisi sürekli Murat’a yazıyordu.
Bir gün 2 kafadar içerken Murat’la durum değerlendirmesi yapıyoruz. Daha doğrusu o yapıyor. Ben dinliyorum. Sonunda dedim “Lan kankisi sana bu kadar yazıyor bari ona yazıl”.
“ Yok yaa “ dedi “benim gözüm Sevda da, ama o da bana pas vermiyor”.
Eh serde Abazalık da var. Bir içkili gecenin ilerleyen saatlerinde Murat ile kankisi işi pişirmeye başladılar ve gecenin devamında yataktaydılar. Her şey bir anda olup bitmişti. Artık nerdeyse daha az gezer tozar daha çok Murat’ın evinde içer olmuştuk. Murat kankiyle sevişmeye kapandığında biz de Sevda ile kalıyor laflıyorduk.
Evde parti verdiğimiz bir gece çok kalabalıktı. Odalardan birine Murat ve sevgilisi yerleşmiş, diğer koltuk kanepe vs ye de diğer misafirler. Sevda da her zaman yattığı büyük yataktaydı. Ben resmen ortada iyod gibi kalmıştım. İşte o zaman hiç beklemediğim bir şey oldu. Sevda bana koltuk üstünde perişan olacaksın. Yanıma gel. Yatak büyük. Bir kısına da sen yat dedi.
Sevinçle kabul ettim. Ve öylece yattık uyuduk. Hiçbir şey olmadı. İçimden geçmedi değil tabi de Sevda yı tanısanız siz de girişimde bulunmaya cesaret edemezdiniz.
Her neyse. Günler haftalar böyle akıp geçti. Zaman zaman yer sıkıntısı olduğunda Sevda ile yatar olmuştuk. ( tabi sadece arkadaşça) Ama 1 gece ikimiz tek kişilik çek yata sıkışmak zorunda kalınca ister istemez samimi bir ortam oldu. Ben kendimi ne kadar çekmeye çalışsam da mümkün olmuyordu. Sevda ise hiç oralı değildi. Bir ara az daha yataktan düşüyordum. Sevda sarıl bana sersem şey düşeceksin deyince sarıldım. Ve işte tam o anda kontrolüm dışında penisim taş gibi oldu. Hissetmesin diye kalçamı geri çekmeye çalışıyordum sürekli. Elim belindeydi. Ve onun eli de benim elimin üstüne. Uyumaya geçtik. Bir süre sonra belli belirsiz eliyle elimi okşadığını fark ettim. Nefesim kesildi. Elimi okşuyor muydu? Bana mı öyle gelmişti?. Bu bir şeylere davet miydi? Yoksa arkadaşça dokunuş mu?. Ben de parmaklarımın ucuyla çekingence belini belli belirsiz okşadım. Sevda durmadı. Ben de durmadım. Giderek okşamalarımız daha belirgin olmaya başladı. Evet bu bir davetti. Ve artık ben Sevda nın he ryerini okşamaya başlamıştım. O ise vücudunda gezinen elimin üzerine elini koymuş, sanki vücudunda tur atan elime eşlik eder gibiydi. İyice cüretim arttı. Ve göğüslerine dokundum. O anda hafif bir inilti duyar gibi oldum. Nefeslerimiz heyecandan titriyordu. Artık alenen sevişmeye başlamıştık. Elimi bacak arasına doğru ilerlettiğimde elimi sıkıca tuttu. İlerlememi istemiyordu. Bakireyim dedi. Merak etme bir şey yapmayacağım dedim. Bir süre daha sıkı tuttu. Sonra biraz gevşetti. Ben de klitorisine ulaştım. Zevkten titredi. Ve elinde olmadan bacakları hafifçe aralandı. Artık elim oraya daha rahat ulaşıyordu. O da benim taş gibi olan penisimi kavramıştı. Bu şekilde ikimiz de boşaldık…
İşte ilk sevişmemiz böyle oldu. Sonra aylarca böyle sürdü. Nerdeyse haftada 3-4 kez sevişiyorduk ama Sevda hala bakireydi.
( devamı bölüm 2 de)
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BU DA BİZİM HİKAYEMİZ BÖLÜM 2
Arayı atlayarak geçiyorum. Okul bitti. Evlendik. İstanbul’da iş bulup Erenköy de küçük bir daireye yerleştik. İstanbul çok farklıydı. Hep bir koşuşturma telaş içinde geçti ilk 2 yıl. Bu arada okulda herkesin gözü olan kız ile ben evlenmiştim. Kimin aklına gelirdi?
Üstelik işimde de hızla yükseliyordum. Çok kısa süre içinde müdürlük seviyesine gelmiştim. Araba aldık. Daha iyi bir daireye geçtik. Artık durumumuz düzeldiği için geziyor tozuyor şehrin tadını çıkarıyorduk. Nerdeyse her gece sevişiyorduk. Kısacası her şey harika gidiyordu.
Sevda daha da güzelleşmişti. Yanımdayken ona hayranlık ile bakan gözlerden rahatsız olmak bir yana gurur duyuyordum. Ara ara bizim gibi İstanbul’a gelen okuldan arkadaşlarla görüşüyorduk. Bazen hafta sonları Ankara’dan misafirliğe gelen arkadaşlar oluyordu. Şehirde yabancı olduğumuz için başka çevremiz yoktu.
Bu görüşmelerde eski arkadaşların Sevda’ya hala aynı hayranlıkla baktıkları gözümden kaçmıyordu. Gururum okşanıyordu.
Nasıl başladı bilemiyorum ama ya benle değil de şunla evlenseydi ya da diğeriyle evlenseydi ne olurdu acaba diye düşünmeye başladım. Hatta bunu aramızda sohbet konusu bile yapmıştık kaç kez. Sevda da o çocukların hala ona hayran olduğunun çok farkındaydı ama bana her defasında ben seni sevdim sana âşık oldum diyordu. Bunu duymak beni daha da gururlandırıyor mutlu ediyordu.
Gel zaman git zaman bu düşüncelerim detaylanmaya başladı. Acaba Hasanla evlenseydi nasıl sevişirlerdi? Ya da Murat la evlenseydi nasıl sevişirlerdi diye düşünmeye başladım. Bu düşünceler beni heyecanlandırıyor anında sertleşiyordum.
Bir gün bunu yatakta söyleyiverdim. Sevda hiçbir tepki vermedi. ( şimdi düşünüyorum da tepki vermemesi ne garip. Oysa hangi kadın olsa bir tepki verirdi değil mi??)
Bu tepkisizlik cesaretimi artırmış olmalı ki bir gün Sevda’ya “ eğer içinde geçmişte herhangi biri kaldıysa ve bir merak ya da arzu varsa beraber olabilirsin” dedim. Suratıma tuhaf tuhaf bakıp “ saçmalama beni senden başka hiçbir erkek ilgilendirmiyor, çekmiyor” dedi. Biraz üsteledim. “ merak etme öyle bir şey olsa sana söylerdim” dedi. Çok inandırıcıydı. Çünkü gerçekten Sevda içinde bir şey tutmayan pat diye açık açık söyleyen biridir.
Doğrusu ya benden keyiflisi yoktu. İyi bir işim, dünya güzeli, beni seven, sadık bir eşim vardı. Bir insan hayatta daha ne ister. Ve bu güzel aşk sonunda meyvesini de verdi. Çocuğumuz oldu. Hamileliğinin son ayına kadar sevişmeyi kesmedik. Sevda doğumdan sonra hızla kendini topladı. Tüm kilolarını hemen verdi. (rejim filan yapmadan) Ne bir gram yağ ne vücutta ne de göğüste bir sarkma. Sanki bebeği doğuran o değil. Hatta göğüsleri sanki silikon eklenmiş gibi daha bir dolgunlaştı daha bir güzelleşti. Zaten çok güzel bir kızdı. Şimdi daha da seksi olmuştu.
Hep evli çiftlerden duyardım. İlk çocuktan sonra biten seks hayatlarından yakınırlar. Bizde öyle olmadı. Aksine daha da bir ateşlendi.
Ben zaman zaman Sevda nın başka bir erkeğin kollarında zevk iniltileri içinde seviştiğini hayal ediyor ve anında heyecanlanmaya devam ediyordum. Bazen bunu dile getirdiğimde Sevda bana ters bir tepki vermese de “senden başkası ilgimi çekmiyor” deyip konuyu kapıyordu.
Üstelemiyordum. Hatta bazen kendime kızıyordum. Yahu diyordum iyi bir işin var. Evin araban var. Dünya güzeli ve bir o kadar da ateşli eşin, harika bir seks hayatın ve dünyalar tatlısı bir çocuğun var. Hayatta bir insan daha ne isteyebilir.
Bu arada ben işimde hızla yükselmeye devam ediyordum. Bu arada Sevda nın yakın arkadaşlarından Gülay ı yardımcı olarak yanıma aldım. Çok samimiydik. Sadece işte değil. İş dışında da… Aramızda gizli saklı yoktu. Patron yardımcı ilişkisinden çok, iki yakın arkadaştık. Sırlarımızı dertlerimizi sevinçlerimizi paylaşıyorduk. ( aklınıza başka bir şey gelmesin. Gerçekten sadece arkadaşça idi bu yakınlaşma ve hiçbir zaman başka bir boyuta geçmedi) Öyle ki Gülay benim fantezimi de biliyordu. Ve Sevda nın tüm ısrarlarıma rağmen başka bir erkekle beraber olmaya sıcak bakmadığını da…
Bir gün bana çok dikkatli seçtiği kelimelerle bir şeyler söyledi. Ama baştan sıkı sıkı aramızda kalması konusunda yeminler aldı. Tamam dedim. Söylediği özetle şuydu. “ Sevda senin bu fantezini yapmaya yanaşmıyor çünkü böylece senin de istediğin kadınla yatma hakkının doğacağını düşünüyor. Ve bunu istemiyor. Yoksa hoşlandığı erkekler neden olmasın ki?”
Dınnnkkkk.! Tam 7 yıldır içimde beslediğim ve nerdeyse gerçekleşmeyeceğine inandığım fantezimin bu ayrıntıya takılmış olabileceğini hiç düşünmemiştim. Gülay’ın bana verdiği ip uçlarını ciddiye aldım. Çünkü her şeyden önce bir kadındı ve Sevda nın en yakın sırdaşıydı. Boşuna söylemiş olamazdı bunu bana…
Ve Sevda nın hareketlerini dikkatle gözlemeye başladım. Ve sonunda oldukça riskli bir yol seçtim. Kendisine 6 yıl önce şirkette çalışan sekreter bir kızla olan kısa maceramı itiraf ettim. Oww bana fena kızdı. Tepemden aşağıya içki bardağını boşalttı. Birkaç gün küs durdu. Ama ben sürekli alttan alıp, 6 yıl önce olmuş bitmiş bir şey. Üstelik ben söylemesem ömür boyu gizli kalabilecek bir şeydi. Ama aramızda gizli saklı bir şey olmasın istiyorum. Ben aşkımıza çok güveniyorum. İlişkimize çok güveniyorum. Böyle geçici hevesler ilişkimizi asla zedeleyemez, asla yıkamaz diye inanıyorum. Buna olan inancım ve güvenimle sana itiraf ettim diye diller döktüm. ( ayrıca yalan da değil. Yürekten inanarak söylediğim şeylerdi). Benim bu samimi itirafımı o kadınlara özgü 6. hisle doğru sezgilediğini yüzünden okuyabiliyordum. Her ne kadar bana küs yapıyor bana kızgın laflar ediyorsa da gözlerinde bu kızgınlık, yüzünde bu gerginlik yoktu. Kısa süre içinde normale döndük.
Bir süre geçmesini bekledim. Uygun bir zamanı kolluyordum. Evliliğimizin 8. yıldönümünde çok şık bir restoranda mum ışığında baş başa romantik bir ortamda geçen sekiz yılı konuşuyor, birbirimize aşk sözcükleri fısıldıyorduk. Ve ben konuşmanın iyice olgunlaştığı bir anda aşkımızın ne kadar büyük, ilişkimizin ne kadar güçlü ve yıkılmaz olduğunu söyledim. Mesela benim yıllar önce yaşadığım bir maceranın hiçbir şeyi bozamadığını söyledim. Aynı şekilde sen de bir erkekle beraber olursan bu bizim ilişkimizi bozamaz. Aksine daha da güçlendirir, dediğimde ilk kez itiraz cümlesi kurmadı. Dudaklarını hafifçe büzüp, düşünceli bir şekilde “ öyle mi diyorsun? “ dedi. Ben üsteledim. “ evet öyle diyorum. Bundan adım kadar eminim. Ve bunu gerçekten istiyorum. Fikri bile beni heyecanlandırıyor. Eğer birinden hoşlanırsan çekinme ileri git” diye yüreklendirdim. Bana “ senden başka ilgimi çeken biri yok, ama olursa söylerim” dedi.
Bu konu ne zaman açılsa hep böyle der konuyu kapardı. Ama bu kez farklıydı. Bunu bir süre düşünerek söyledi. Yani konuyu kapamak için değildi. Bu farkı size anlatamam. Ancak 8 yıl birlikte yaşarsan bir kadının bu küçük detaylarını yakalayabilirsin.
Artık iyice cesaretlenmiştim. O gece sevişirken kulağına sürekli bu fantezimi fısıldıyordum. Ve bu beni daha da ateşliyordu. En ateşli gecelerimizden biriydi. Sabaha kadar sevişmiş defalarca orgazm olmuştuk ikimiz de…
(devamı bölüm 3 de)
BU DA BİZİM HİKAYEMİZ BÖLÜM 3
Sanki 1 çocuklu sekiz yıllık evli bir çift değildik de yeni çıkmaya başlayan iki âşık gibiydik. Gündüzleri çocuğa bakan iyi bir bakıcımız vardı. Dışarı çıkacağımız zamanlar gece de kalıyordu. Ama artık eskisi kadar dışarılarda sürtmüyorduk. Haftada 1 gece filan. Diğer geceler evde çocuğu besliyor, altını değiştiriyor, uyutuyor sonra baş başa ya sohbet ediyor ya tv izliyorduk. Hala nerdeyse her gece sevişiyorduk. Ve sevişmelerimizde ben kulağına fantezimi fısıldıyordum. Artık Sevda da karşılık veriyordu.
Bir akşam hadi artık bunu yaşamak istiyorum diye başlayan konuşmayı Sevda kesmedi. Kim olabiliri konuşmaya başladık. Sevda direnmiyordu ama çevremizde hangi ismi söylesem bir kulp takıyordu. Fikre artık hayır demiyordu ama iş kim olabilire gelince saydığım hiçbir ismi onaylamıyordu. Sen bir isim söyle dediğimde de “yok ki aklımdan geçen biri” diyordu.
Bir akşam evdeydik. Telefon çaldı. Arayan Murat idi. Bir iş nedeniyle İstanbul’a gelecekmiş. Buyur gel dedik. Telefon kapanınca ben “ ne dersin Murat olabilir mi?” dediğimde ilk kez durdu , düşündü..ve “ yani ne bileyim en azından onu tanıyorum. Ankara’da onca süre birlikte çok şeyler paylaştık, en azından tanıdık..” filan gibi ağzında bir şeyler gevelemeye başlayınca ben hemen atılıp “ üstelik hala sana hayran” dedim. “evet, biliyorum” dedi yüzüne yerleşen yaramaz bir gülücükle…
Hafta sonu Murat geldi. İlk gece çocuğu bakıcıya bırakıp birlikte yemeğe ve ardından bara gittik. Gece döndüğümüzde bakıcı be çocuk uyuyordu. Fazla gürültü çıkarmadan Murat’ı misafir odasına yerleştirip odamıza çekildik. Bakıcı kadın çocuğun odasında yatıyordu.
Yatağa girer girmez sevişmeye başladık. Ben Sevda nın kulağına “ hadi bak Murat yan odada ne dersin? Yapalım mı? “ dedim. Bana “ saçmalama bakıcı kadın varken… “ dedi. Üstelemedim. Murat’ın adını kullanarak fantezimi fısıldayarak seviştik.
Ertesi gece çıkmadık. Bakıcı kadını erkenden yolladık. Güzel bir şarap açıp koyu bir sohbete daldık. Ohoo birbirimize anlatacak ne kadar çok şeyimiz birikmişti. Su gibi içiyor, konuşuyor, gülüyor eğleniyorduk. Hatta bir ara slow dans parçaları koyarak danslar bile ettik. Sevda hem benle hem Muratla defalarca dans etti.
Ben Sohbet ederken yeni âşıklar gibi ( her zaman öyleyimdir) Sevdayı hafif hafif okşuyordum. Başından beri hiç tepki vermiyordu. Çünkü bunu ben hep yaparım. Ama ikinci şişeden sonra giderek daha fazla okşamaya, elimi bluzundan içeri sokmaya başladım. Murat bize bakıyordu. Bazen dikkati dağılıyor cümlesini zor toparlıyordu. Elim daha da cüretkârlaşıp Sevdanın göğüslerine ulaştığında elimi sıkıca tutup çekti. Ben kulağına “ hadi ama tutma beni” diye fısıldayıp tekrar hamle yaptım. Bu kez engellemedi. Diğer elimle de bacaklarını okşamaya başladım. Ve çevirip dudaklarına yapıştığımda artık gevşediğini ve direnmediğini fark ettim. Murat’ın şaşkın bakışları arasında alenen sevişmeye başlamıştık. Murat susmuş. Adeta taş kesilmiş bize bakıyordu. Ve bir hamlede Sevdanın üstündeki bluzu çıkardım. Altında hiçbir şey yoktu. Harika göğüsleri ortaya çıkmıştı. Sanki odada kimse yokmuş gibi hareket ediyordu. Sevişmeye başladık. Altını da çıkardım. Direnmedi. Kucaklayıp yere halıya indirdim. Halının üstünde sevişmeye başladık. Bir ara başımı kaldırıp Murat’a baktığımda nutku tutulmuş öyle fal taşı gibi açık gözlerle bize bakıyordu. Pantolonunun önündeki kabarıklık saklanacak gibi değildi. Murat!a dönüp “ ee öyle uzakta durmasana sen de katıl” dedim. Ve o anda bunu nasıl dediğime kendim bile inanamadım. Sanki bunu bekliyormuş gibi yerinden ok gibi fırlayıp geldi Sevdanın göğüslerine yumuldu. Kendinden geçmiş bir halde homurtuyla emiyordu. Sevda nın gözleri kapalıydı. Bir süre bu şekilde seviştik. Bu arada Sevda sırılsıklam olmuştu. Avucumun içi ıslaklıktan adeta buruşmuştu.
Ben elimle Murat’ın pantolonunun önündeki setliği avuçlayıp. “çıkarsana şunu” dediğimde hızla soyundu çırılçıplak kaldı. Hafiçe kenara çekilmemle birlikte üstüne çıkıp bir hamlede içine giriverdi. O anda gördüklerimi ve hissettiklerimi anlatamam. Sanki başımdan aşağıya kaynar bir kazan devirdiler. Her yanım yanıyordu. Görüşüm bulanıklaştı. Gözümün önünde âşık olduğum kadını bir başka adam beceriyordu ve ben öylece bakıyordum. Kıskançlık tüm bedenimi sarmıştı. Murat vahşice soluyarak hızla Sevdanın içinde gidip geliyor, Sevdanın elleri Murat’ın kalçasında ona ritim veriyordu. İkisi de çığlıklar atarak boşaldılar. Murat bir süre hareketsiz durdu. Sonra yana yığıldı. Sevda ise iki eli yana açılmış, gözleri kapalı, hareketsiz yatıyordu. Bacaklarının arasından Murat’ın spermleri sızıyordu. Bir süre hepimiz öyle hareketsiz ve sessiz kaldık. Ben taş kesilmiş, öyle bakıyordum. Bir ara Sevda gözlerini açıp bana baktı. Yüzünde kendini suçlu hisseden, özür diler bir ifade vardı. İşte tam o anda kendime geldim ve Sevda nın üstüne çıkıp “harikaydın aşkım. Seni çok seviyorum” dedim. Hala yüzüme dikkatle bakıyordu. Bir cevap arar gibiydi. Sen harika bir kadınsın. Sana deliler gibi aşığım. Seni çok seviyorum. Çok teşekkür ederim” diyor bir yandan da öpüyordum. Yüzündeki endişeli ifade silindi. Bana “e hadi seni istiyorum” dediğinde bir hamlede içine girdim. İçersi az önce Murat’ın boşalttığı spermler ile doluydu. Çok tuhaf bir duygu. Ve daha 3-5 kere gidip gelmeden patlarcasına içine fışkırdım. “ seni seviyorum” diyerek öylece ölü gibi üstüne yığıldım kaldım. Sevda beni kollarıyla sıkı sıkı sarıp kulağıma “ sen harika bir erkeksin “ diye fısıldadı…
Devamı bölüm 4 de….
BU DA BİZİM HİKAYEMİZ BÖLÜM 4
İşte her şey o gece başladı. Ve 17 yıldır da sürüyor. Bu arada bir çocuğumuz daha oldu. Ben genel müdür oldum. Sevda işten ayrıldı. Geri kalan SSK günlerini bir tanıdığın şirketinde çalışıyor gösterip emeklilik hakkını kaybetmesin istedik.
25 yıldır evliyiz. Boyumuz kadar çocuklarımız var. Ama hala sanki ilk günkü gibi birbirimize aşığız ve sevişmelerimiz hala çok ateşli. Hatta ilk yıllardakinden daha da ateşli.
Size bu 25 yıl içinde tüm yaşadıklarımızı anlatmam tabi ki olası değil. Ben sadece kronolojik olarak hayat serüvenimizde sizlere kırılma noktalarını anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce. Bu yıllar içinde swinger çiftlerle de tanıştık. Eş değiştirme vs. Tek tek görüştüklerimiz de oldu. Ama bir fikir vermesi bakımından 17 yılda ben 15 kadınla yattım. Sevda ise bir gecelikler dahil tam 118 erkekle… Ve her gün bu sayıya yenileri ekleniyor… Sevda nın yıllardır düzenli görüştüğü partnerleri de var, tek gecelikler de..
Neden sen 15 kadında kaldın diye soranlarınız olabilir. Söyleyim. Bana dünya tatlısı 2 çocuk veren, harika bir anne, harika bir eş, ve bir o kadar da seksi ve ateşli olan bu kadına o kadar aşığım ki, inanın başka kadınları görmüyorum bile. Nadiren çağırıldığımız swing partilerinde de diğer kadınlar ilgimi çekmiyor. Zaten aralarında ilgimi çeken olursa da beraber oluyorum. Ama bu pek sık olmuyor… Hiçbirinden Sevda ile seviştiğim gibi zevk ve haz alamıyorum. Ve bu durumdan da hiiiiç şikayetçi değilim.
Biz bunları yaşarken değil internet PC bile yoktu. Şimdi nerdeyse herkesin evinde internet var ve MSN üzerinden tanışıp sonra reelde bir şeyler paylaşıyorlar. Biz bu değişime ayak uyduramadık. Ne Sevda ne de ben internette tanımadığımız bir kişi ile yazışmak konuşmak ve sonrası bir şeyler yaşamak fikrine alışamadık. Bir iki yere üye olmuştuk. Bizi ortam çekmedi. Vazgeçtik. Buraya da üye olmamız Sevda nın düzenli seviştiği genç bir çocuğun önerisiyle oldu. Niyetimiz birileri ile tanışmak, ya da partner bulmak değil. Zaman zaman girip günlükleri okumak, belki de arada günlüğümüze bir şeyler karalamak.
Her şey bir yana bizler gibi hisseden bizler gibi yaşayan sizlerin arasında olmak bile sıcak bir duygu.
Bu arada bu fanteziyi kurup da bir türlü hayata geçiremeyenlere de 1-2 sözüm olacak. Her şeyden önce bu fantezi herkesin yaşayabileceği bir şey değil. İlişkinizden ve aşkınızdan kesin emin olmalısınız. Yoksa her şey paramparça olabilir.
Öte yandan eşinizi gerçekten çok ama çok seviyorsanız, tereddüt etmeyin. Aranızda bol bol konuşun. Ama samimi olun. Acaba ne der? Kızar mı? Tepki verir mi diye tereddütlerle içinizde bir şey saklamayın. Eğer en içten en samimi en açık kalpli bir şekilde konuşursanız inanın kadınlar bunu hemen hisseder. “ben çok istiyorum ama eşim istemiyor” deyip vazgeçmeyin. Eğer eşiniz evet demiyorsa bilin ki sizin yaklaşımınızda bir eksiklik vardır. Bunu bulup düzeltin. Göreceksiniz her şey bambaşka olacak.
Böylesine bir zevki, böylesine bir mutluluğu ne sevdiğiniz kadına esirgeyin ne de kendinizi mahrum edin.
Göz açıp kapayana kadar geçen bu hayatı kupkuru geçirmek de elinizde, zevkin ve mutluluğun doruklarında geçirmek de…
Hani TV lerde anons ettikleri gibi “ hey şey elinizde “……………………..